Aylarca yatağımdan çıkmak istemedim; günler birbirine karışıyor, her şey gri görünüyordu. Melek Hanım’la ilk görüşmeye giderken de umudum yoktu açıkçası—ama içimde ‘belki’ diyen minicik bir ses vardı. Seanslarımız ilerledikçe, ilk defa karanlığın içinde bir ışık belirdi. Beni yargılamadan dinledi, bazen tek bir sorusuyla zihnimdeki sis dağılır gibi oldu. Küçücük hedefler koyduk, sonra o hedefler büyüdü; ben de büyüdüm. Şimdi sabahları uyanıp perdeyi açıyorum, dışarıdaki ışık gözüme batmıyor. Kendime eskisinden daha şefkatli bakıyorum. Eğer derin bir çukurda olduğunu hissediyorsan, Melek Hanım’ın elini tut—o çukurdan çıkılabiliyor, ben çıktım..
Hasta